Yaşama geçirilen GSS uygulamasının daha sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için Tamamlayıcı Sağlık Sigorta sisteminin de devrede olması önem kazanmaktadır. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası sayesinde oluşabilecek fırsatlar şu şekilde değerlendirilebilir.
Genel sağlık sigortasına geçilmesi ile tüm vatandaşların temel teminat paketi güvencesine sahip olması, tüm kamu sağlık sunucularını ve anlaşma yapılan özel sağlık sunucularını kullanabilmesi devlet için maliyet artışına yol açmaktadır.
Tamamlayıcı Sağlık Sigortası sistemi ile bu artışın bir bölümü özel sektör ile paylaşılabilecektir. Temel teminat paketinin belirli bir sınırda tutulması ya da özel hizmet sunucularıyla yapılacak anlaşmalarda daha düşük standartların belirlenmesi kamu üzerindeki maliyet baskısını azaltacaktır. Aradaki farklar Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ile karşılanabilecektir.
Sağlık hizmetinin kalitesi üzerinde fiyat nedeniyle oluşacak baskılar azalacaktır. Sağlık hizmeti sunucuları belirlenen standarda kadar olan kısım ödemelerini kamudan, standart üstü ödemeleri özel sigorta şirketlerden tahsil edecekleri hizmet kalitesi ile ilgili yaşanabilecek sorunlar önlenmiş oluyor.
Hizmet alan kişilerin hekimini ve hastanesini seçme konusunda sınırları genişleyecektir. Böylece hekim ve hastaneler üzerinde yoğunluk azalacak, uzun muayene kuyrukları ve hastanelerdeki yığılmalar azalmaktadır.
Ödemelerin tümü provizyon sürecine dayalı olarak yapılacağından geniş bir denetim sağlanacaktır. Oluşabilecek suiistimaller ve maliyet artışları engellenebilecektir. Hem kamu hem de özel sektör tarafından provizyon sistemine dayalı kontroller yapılabilmektedir.
Hizmet sunucu sağlık kurumlarında kapasite kullanımını artırarak maliyet avantajı sağlanacaktır. Ayrıca çok yüksek kapasite ile çalışan sağlık kurumları olduğu gibi kapasitenin çok altında hizmet veren kurumlar da bulunmaktadır. Tamamlayıcı Sağlık Sigortalarının yaygınlaşması ile bu sorun çözümlenebilir. Özel sağlık sigortaları, daha ekonomik ve daha geniş bir yelpazede alternatif planları kapsayan özel anlaşmalarla ürün çeşitliliği yoluyla daha geniş kitlelere ulaşacak, ülkede sigorta sektörünün gelişimine katkı sağlanacaktır. Bugün için nüfusun sadece %4’ünü kapsayan özel sağlık sigortacılığı bu sayede çok daha geniş bir kapsama alanına ulaşabilmektedirler.
Tamamlayıcı sağlık sigortası ile kurumsal poliçelerde daha geniş kapsamlı ürünler ve daha ekonomik fiyatlarla daha geniş bir çalışan kitlesine ulaşılacaktır. Sonucunda, daha büyük bir kesimde çalışan memnuniyetinin ve kuruma bağlılığının artması sağlanarak çalışma hayatına olumlu etki yaratacaktır. Tamamlayıcı sağlık sigortası ile vatandaşların kolay erişebileceği nitelikli sağlık hizmeti seçenekleri artacaktır. Kayıt dışı sağlık harcamaları azaltılarak vergilendirilme sağlanacaktır. Kamu ve özel sağlık denetimlerine tabi bir sistem kurulacağından sağlık alanında yaşanabilecek vergi kayıpları minimum düzeye inebilir.
Artan rekabet, hizmet kalitesini yükseltecek ve kamu harcamalarını rasyonalizme edecektir. Özel-kamu sağlık sektörü arası risk paylaşımını olumlu etkilenmesi ile hizmet sunuculara yeni kaynaklar oluşturarak sağlık alanında önemli ilerlemeler kaydedilecektir. Bu fırsatların yanı sıra, tamamlayıcı sağlık sigortasını bekleyen bazı tehditler de bulunmaktadır.
Sosyal devlet kavramının temel teminat paketi dışında, tamamlayıcı sağlık sigortası içine de taşınmak istenmesi, temel teminat paketi üzerinde kalan kısım için alternatif planlar hazırlanarak GSS içinde tamamlayıcı sağlık sigortası hizmetinin verilmesi konusunda kamusal baskı oluşturulması, özel sigorta şirketlerinin öncelikle yaşayabilecekleri fiyatlandırma sorununu çözmeden, çok değişkenli, çok alternatifli planlara yönelerek hata paylarını yükseltmeleri olarak ele alınabilir. Neticede, tamamlayıcı sağlık sigortası ülkemizde, genel sağlık sigortasından sonra, destekleyici unsurları ile bireylerin sağlık kurumlarına katkıda bulunabilecek önemli bir araç olacaktır.
