Özel Sağlık Sigortasında, Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar!
Türkiye’de özel sağlık sigortası kuruluşları ayrı bir branş olarak 1990’lı yıllardan başlayarak, hem bir misyon üstlenme, hem de en iyi şekilde hizmet verme çabası içerisindedirler. Bununla birlikte, gelişen ve büyüyen sigorta sektöründe olabilecek organizasyon, operasyonel işlerde zaman zaman sorunlarla karşılaşmaktadırlar.
Diğer sigorta branşlarında motorlu taşıt, ev, işyeri yani mal sorumluluklarına ilişkin olmasına karşın, Özel Sağlık Sigortası diğer sigorta dallarından tamamen farklı “İnsana” yönelik olduğu için bu sigorta branşlarından ayrılmakta ve tamamen farklı sorunlar yaşanması söz konusu olabilir.
Bu sorunlar aşağıdaki başlıklar altında değerlendirirken, sizlere bu hususlarda ve Özel Sağlık Sigorta Poliçenizin hazırlanmasında, www.sigortanial.com un sigorta uzmanlarınca destek vermeye her zaman hazırız. Bizlere destek@sigortanial.com mail adresimizden de kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
1- Sağlık Hizmetlerinin Kullanım Sıklığı: ödenen tazminatların yüksek oluşu, diğer bir ifadeyle tazminat – prim dengesinin sigorta şirketi için bir dezavantaj olmasından sebep, Özel Sağlık Sigortası için öncelikli olarak ele alınması gereken sorunlardan biridir. Sağlık Sigortası kapsamında olan bir kişi için, sağlık hizmeti fiyatı (sıfır) olacağından, bu durum kişiyi daha çok hizmet tüketmeye yöneltme hatasına dönüşebilmektedir. Alınacak hizmetin (sıfır) fiyatlı olması ile, sağlık sigortası satın alanlarda doktora gitme sıklığını, dolayısıyla özel sağlık sigortasının sigorta şirketlerine olan maliyetini arttırır.
2- Karşılıklı İyi Niyet İlkesine Uymama: Sağlık hizmeti alacak olan birey, alacağı hizmete gerçekten ihtiyacı olmalıdır. Hizmeti alan, hizmetin etkisi, niteliği, uygulanması veya uygulanmaması halinde, ortaya çıkacak sonuçlardan bilgi sahibi değildir, hatta ihtiyacı olduğunu bile bilmeme de durumlarına bile rastlanmaktadır, bu nedenle ihtiyacı olana sağlık hizmeti anlayışı, hem sosyal hem de ekonomik yönüyle, sağlık hizmeti sunumunda ihmal edilmemelidir.
Özel Sağlık Sigortalı sadece, gerekli olduğu zaman sağlık hizmeti talep etmeli ve hizmeti sunanlar tarafından da sadece bu gereksinim görüldüğünde hizmet sunulmalıdır. Bunun yanı sıra sigortalının, sigorta şirketine primi geri alma isteği karşılıklı iyi niyet ilkesi ile uyuşmazlıkla birlikte, ilerleyen yenileme dönemlerinde prim oranlarında yüksek oranda farkla karşılaşmak söz konusudur.
3- Hekim ve Sağlık Kuruluşlarının İnisiyatifi; Sigortalılar kadar hekim ve sağlık kurumlarının yaklaşımlarının da Özel Sağlık Sigortası yönünden önemli olduğu ifade edilebilir. Bununla birlikte özel sağlık sigortasına sahip olanlarla olmayanlara farklı fiyat tarifesi uygulanması, sigortalıya gereksiz sağlık hizmeti sunumu, sigortalıların kötü niyetli yaklaşımlara sadece ticari kazançlar amacıyla alet olunması ve sigorta şirketi koşullarına uyan raporlar düzenlenmesi, ekonomik tanı ve tedavi yöntemleri yerine pahalı yöntemlerin tercih edilmesi, gelecekte özel sağlık sigortasının pek iyi bir durumda olmayacağını gösterir tutum ve davranışlardır.
4- Portföyün Büyütülmemesi ve İstatistiki Verilerin Yetersizliği; Sektörde sigortanın arz yönü ve bu büyük sayı ve rakamların tümü yasalara dayanır. Büyük sayılar yasa yardımıyla, hem sigorta talebini oluşturan tüketicilerin ortalama gelirleri bulunup ona göre arz politikası oluşturabilir. Hem de ülkemizdeki sigorta talebinin riskini azaltır. Bu anlamda sigortalı sayısı ne kadar çok olursa, sigorta şirketinin belirlemiş olduğu risk derecesine o kadar yaklaşmış olur. Bu da sigorta şirketleri açısından hem kârın, hem de riskin güvenilirliğinin artması demektir.
5- Prim Tahsilatına İlişkin Sorunlar; Sigorta sektörünün en önemli sorunlarından biri de prim – hasar döngüsüdür. Sigorta şirketleri giderlerinin büyük bir kısmını peşin ödediklerinden, buna karşılık primlerini belli süreler içinde tahsil etmeleri gerekir. Ancak bu sürenin aksamasıyla aradaki nakit akış dengesi bozulması anlamına gelir. Primi zamanında kasaya girmeyen, hasar ise mutlaka nakit olarak çıkan bir rakam olduğu için ikisi arasında elde edilen teknik gelir o denli küçüktür ki, şirketler menkul ve gayrimenkul yatırımlara yeni kaynaklar ayıramamakta ve fon yapmada sorunlar yaşar.
Yukarıdaki 5. maddedeki hususlar; Özel Sağlık Sigortaları yönünden değerlendirildiğinde ise, alacak sorununun bu branşın kârlılığını doğrudan etkileyen bir faktör olduğu söylenebilir. Zira, özel sağlık sigortasında hasar – prim oranının yüksek olması teknik kârın yani sigortacılık faaliyetlerinden oluşan gelirin asgari düzeyde olması ya da hiç olmaması sonucunu çıkarmaktadır.
6- Rekabetin Sadece Fiyat Düzeyinde Yaşanması; Özel Sağlık Sigortası piyasasında meydana gelen aşırı rekabet, sadece fiyata yönelik olarak gerçekleşmektedir. Özellikle grup sigortalarında sektöre yeni katılan firmaların, büyüme amacı ile ne olursa olsun, iş alma istekleri fiyatların gerçek değerinden daha aşağıya çekilmesine yol açmaktadır. Sektörde yaşanan fiyat rekabeti sigortacılığı ve mevcut şirketleri son derece olumsuz bir biçimde etkilemektedir. Rekabetin sadece fiyatla yapılması, diğer unsurların rekabete konu olmaması, verilen hizmetin kalitesinin düşük kalmasına ve bu konuda gelişme sağlanamamasına yol açmaktadır.
7- Sosyokültürel ve Ekonomik Yapı; Sigorta piyasasında insanlar sigorta satın alırken birçok unsurların etkisi altında karar verirler. Bu kararların bir kısmını sosyo-kültürel nedenler oluştururken, bir kısmını da ekonomik nedenler oluşturur. Bu nedenlerden bazıları, sigortaya olan güvensizlik ve inanmama, vatandaşın gelir düzeyi, eğitim düzeyi, din olgusu, çifte sigorta primi ödeme, sigorta fiyatının yüksekliği, sigorta bilincinin yerleşmemesi olarak sıralayabiliriz.
Gerçekten de Türk tüketicisinin sigorta bilinci, kültürü, gelir düzeyi ve çevresi genel olarak sigortacılığın gelişmesine pozitif katkıda bulunmayacak yapıdadır. Sadece kasko, yangın gibi zararları çok sık gerçekleşen ve açıkça görülebilen sigortalar öncelikli durumdadır maalesef.
