SigortaHasar

Alkollü Araç Kullanmak

Sürücünün Alkollü (Uyuşturucu veya Keyif Verici Maddeler Alarak) Araç Kullanması

Uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olan kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır. Uyuşturucu veya keyif verici maddelerin cinsleri ile alkollü içkilerin etki dereceleri ve kandaki miktarlarını tespit amacıyla, trafik zabıtasınca teknik cihazlar kullanılır. Tespit usulleri ve muayene şartları, Sağlık Bakanlığının görüşüne uygun olarak hazırlanacak yönetmelikte düzenlenir. Bu madde hükmüne uymayan sürücüler derhal araç kullanmaktan men olunur (KTK m. 48/I).

Zararın doğmasına neden olan trafik kazası sırasında sürücünün uyuşturucu madde veya alkol almış olması, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre, teminat dışı kalan hallerdendir. Buna göre, Genel  Şartların B.4. maddesinin (c) bendi hükmüne göre, tazminatı gerektiren olay aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmişse, zarar görenlerin zararları
sigorta limiti dâhilinde sigortacı tarafından karşılanır. Daha sonra, sigortacı tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.

Eski ZMSSGŞ’nda B.4. maddesinin (d) bendinde sigortacının, sigorta ettirene rücu edebilmesine imkân tanıyan iki ayrı durum öngörülmüştü. Bunlardan birincisi, sürücünün veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olmaları sırasında araç kullanmalarıdır. İkincisi ise; yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almaları sebebiyle, güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş olmalarından dolayı, kazanın meydana gelmesi halidir. İlk durumda sigortacının rücu hakkının doğumu için uyuşturucu veya keyif verici maddelerin alınmış olması yeterli görülmüştür. Bununla birlikte ikinci durumdaki alkol alma halinde ise, sürücünün alkol alması nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olmasından dolayı kazanın meydana gelmesi şartı aranmaktaydı. Böyle bir durumda Yargıtay’ın da belirttiği gibi, sürücünün alkol almış olması doğrudan doğruya sonuca etkili değildir. Aldığı alkol nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneğini
kaybetmiş olması da gereklidir.

Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 71 97. maddesinde bu konu çok ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir. Buna göre; “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücülerinin ve kanlarındaki alkol miktarı 0.20 promilin üstünde olan diğer araç sürücülerinin karayolunda araç sürmeleri yasaktır”. Uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içki almak suretiyle araç kullanan sürücülerin tespit veya teşhisinde uygulanacak esas ve usuller anılan maddenin devamında ayrıntılı bir biçimde hüküm altına alınmıştır.

Aracı sürenin, alkolün etkisi altında olup, güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olması halinde, meydana gelen kazanın sürücünün alkollü oluşunun bir sonucu olması gerekir. Başka bir anlatımla, sürücü alkollü olsa da olmasa da kaza meydana gelecek idiyse, bu durum sigortacının sigortalıya rücu edebilmesi için yeterli bir neden değildir. Zarar veren kaza, alkolün etkisi sonucunda meydana gelmiş olmalıdır. Örnek olarak, sürücüsünün 0.50 promilin üzerinde alkollü olduğu bir araca başka bir araç arkadan çarpmış ise bu durumda, kazanın meydana gelişinin alkollü olma ile bir bağlantısı yoktur.

Sürücünün, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanılmasıyla meydana gelen zarar nedeniyle tazminat ödeyen sigortacının kendi sigortalısına rücu edebilmesi için, bu iddiasını ispatlaması gereklidir.

Başka bir ifadeyle aracı kullananın alkollü veya uyuşturucu madde etkisinde olduğunu ispat edecek olan sigortacıdır. Yoksa sigorta ettiren, aracı kullananın alkollü olmadığını ispatlamak zorunda değildir

Ayrıca, sigortacı rücu davasını, sigorta sözleşmesinin diğer tarafı olan sigorta ettiren aleyhine açmalıdır. Aksi durumda dava pasif dava ehliyeti bulunmadığından dolayı reddedilmelidir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu